By A Website Design
Kocasından şiddet görmüş bir kadın oyuncu, evde, oynayacağı oyunun o günkü provasına çalışır. Ardından tiyatroya, provaya gider ve orda da erkek yönetmenin pisikolojik şiddeti ve otoriter yönetimiyle karşılaşır. Kadın oyuncu her şeye rağmen sokağa çıkar.
Bişeng (15), katıldığı bir gösteride polise taş attığı gerekçesiyle tutukludur. Bişeng, cezaevinde kendi yaşıtında Ronya isimli kız çocuğu ile birlikte kalmaktadır. Bişeng'in annesi Gülistan kızını ziyaret (görüş) etmek için cezaevine giderken, Bişeng’e pijama ve bir oyuncak bebek satın alır. Annenin aldığı oyuncak bebek “yasalara aykırı” denilerek, cezaevine alınmaz. Anne, oyuncağın Cezaevine alınmadığını kızına anlatmakta zorlanır. Bişeng ise annesinin etkilenmemesi için, üzgün görünmemeye çalışır. Görüş ardından cezaevi odasına dönen Bişeng'in, annesinin yanında ortaya çıkmayan üzüntüsü, Ronya’nın yanında ortaya çıkar. Ronya, üzülen Bişeng’e bezden bebek yaparak, armağan eder.
Karanlık ve sisli bir gecede, insan çığlıklarının dayanılmaz sesiyle, yaralanmış, yolunu kaybetmiş bir asker... Kendini kanlı savaşlara tanıklık etmiş eski bir kentte bulur..
“Hayata Dönüş” Operasyonu sonrasında ölüm orucundayken zorla müdahale sonucu “Wernicke Korsakoff” hastası olan politik bir tutuklunun tahliye edildikten sonra zorla askere alınmasının hikâyesi...
Bir elbisenin farklı üretim aşamalarında çalışan dede ve torunun kendi emeklerine yabancılaşma öyküsü...
Paranın insan hayatındaki önemini anlamaya çalışan bir çocuk ile dilencinin karşılaşmasının hikayesi.
İstanbul, Beyoğlu’nun en eski kaldırım sahafı Vahan Kocaoğlu, 2005 yılında kırk seneden beri sokak sahaflığı yaptığı Galatasaray, Kartal Sokak’taki yerinden Beşiktaş’a sürüldü. Yozgat, Boğazlıyan’dan 1928’de ailesiyle İstanbul’a gelmiş, 1935’lerden beri Beyoğlu’nu mesken edinmiş Ermeni sahaf Kocaoğlu (1925), 1930’lardan günümüze İstanbul’un geçirdiği sosyo-kültürel, toplumsal dönüşümlerin, ülke tarihinin pek çok kırılma noktasının, değişimin canlı tanığıdır. Türkiye kültür-sanat hayatından pek çok entelektüel Vahan Kocaoğlu’nun müşterisi olmuş, sahaflığıyla günümüzün önemli sahaflarına bu mesleği sevdirmiş, sattığı kitap ve nesnelerle pek çok kişiye çalışmaları için konu vermiştir.
Vahan Usta, Vahan Bey, Vahan Amca, Vahan Abi, Kaldırım Sahafı Vahan… Bir İstanbul beyefendisinin, İstanbul’un yaşayan en eski kaldırım sahafının ağzından ve ailesinin, müşterilerinin, dostlarının tanıklıklarıyla, hayal sahaf Vahan Kocaoğlu’nun sahaflığına, İstanbul tutkusuna (taş plaklar, İstanbul’un, sahaflığın geçirdiği değişim vb..) ve Galatasaray Kartal Sokak’tan Beşiktaş’a sürgün edilmesine uzanan portresi..
Kir, pas ve çöplük içindeki bir sahilde, bir adam elinde televizyon kumandasıyla Tv seyremektedir.İnsanlık pek çok şey kaybetmiştir.Yaşadığı dünyayı bile!
Sefil, geçmişte yaşadığı alkol sorunu nedeniyle özgüven eksikliği olan ve karısının baskısından bunalmış biridir. Dışarı çıktığı bir gün, duyduğu karga sesiyle baştan çıkarak, Karga Vahit'in barına gider. Sefil ve mekanda içen adamlar, bir süre sonra zamanın yok oluşunu konuşurlar. Onları kaybettikleri gerçekliklerine dönmeye iten ise bir kadın olacaktır: Ve o kadın Fatma Girik değildir.