HAKKIMIZDA

Festivalimizin ilk kez düzenleneceğini ilan ederken şöyle söylemiştik:

“Yeni bir doğum bu… İçerisinde sancılar olan, korkular ve umutlar barındıran bir doğum. Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinden öğrenerek, farklı kültür ve medeniyetleri beşiğinde büyütmüş bir coğrafyanın bilgeliğiyle kuşanarak, “yeni bir ses ve soluk” olma kaygısıyla var olan yeni bir doğum. Farklı sesleri, farklı solukları, farklı renkleri, farklı ritimleri, farklı çizgileri ve cümleleri bir araya getirmeyi arzulayan “farklı” bir doğum. Güzeli çirkinle, karanlığı aydınlıkla karşılaştıran yaşam pratiğimiz; güzeli ve aydınlığı ayırt edecektir şüphesiz. Yeter ki güzele ve aydınlığa dair olsun düşlerimiz. Yeter ki sancılarımızı, korkularımızı, yetmezliklerimizi ve sıkıntılarımızı birlikte aşmaya dair olsun…”

On yıllardır halktan yana tavır alan, üretimleriyle sansürü, tabuları ve emeğin üzerindeki her türlü baskı aracını eleştiri çarmıhına geren, yüz çiçeğin yan yana ve özgürce açması umuduyla iyiden, insandan ve emekten yana bir kültür sanat anlayışı için mücadele eden sanatçıların olması, festivalimizin zeminini güçlendiren en temel dayanaklar arasındadır. Yılmaz Güney’in kültür ve sanat anlayışı; bu uğurda sergilediği yaşam pratiği en güçlü esin kaynaklarımızdan birisi olarak yakıcılığını korumakta. Yılmaz Güney’i ve “yeniyi” temsil eden bir kültür sanat anlayışıyla yoğrulan bu festivalin, gelecek açısından önemli bir miras olacağını düşünüyoruz.

İlki 2008 ikincisi 2012 yılında gerçekleştirilen Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali
halkın sanatının geliştirildiği, iyinin ve güzelin teşvik edildiği, ülkemiz halklarının egemenlerin ördükleri “düşmanlık sınırlarını” aşarak buluştukları son derece önemli ve büyük bir festival olma iddiasıyla yola çıktı. Bugün bu inancımızı ve iddiamızı büyüten en temel dayanak gerçekleştirilen iki festivalin ulaştığı başarıdır. Birinci festival, ilk ve yeni olmanın dezavantajlarına rağmen oldukça geniş bir kesimi bir araya getirdi. İkinci festival, ilk festivalin eksiliklerinin iyileştirilerek daha iyiye gidecek biçimde yola çıkmasıyla örgütlendi. Kısa film, tiyatro, öykü, karikatür, müzik ve şiir dallarında yüzlerce katılımcı ürünlerini paylaştı. On bir ayrı şehirde Yılmaz Güney şahsında düzenlenen panellere, söyleşilere, gösterimlere, sergilere binlerce kişi katıldı.

Bu tablo, Yılmaz Güneylerin, uğruna ömürlerini adadıkları mücadelenin tükenmediğinin mütevazı ama önemli bir göstergesi olarak okunmalıdır. Egemenlerin büyük bütçeli “dev organizasyonlarıyla” her gün her saat poh pohladıkları bencilliğin, umursamazlığın, karamsarlığın, yılgınlığın, ümitsizliğin karşısına, halkın emeği ve alın teriyle dikilen bir itirazdır Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali. Madenlerindeki işçilerin, tarladaki köylülerin, henüz 13 yaşında katledilen çocuklarımızın, hapishanedeki siyasi tutsakların, Sivas’ın yangınını derin bir yara olarak taşıyan Alevilerin, dili ve kültürü baskılanan Kürtlerin, Ermenilerin ve daha nicelerinin kendisidir.

Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali, umuda, sevdaya, daha güzel bir ülkeye ve dünyaya söylenen ezgileriyle sınırları aşarak Azerbaycan’dan, Bulgaristan’dan, Makedonya’dan, Brezilya’dan, Almanya’dan dost yüreklerin katılımıyla daha da zenginleşti. Bu ve daha pek çok gerekçeden ötürü Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali bir ‘yarıştırma’ organizasyonu değildir. Verilen ödüller manevi değer içermektedir ve emeğe teşekkür etme, kültürel birikimi açığa çıkartma, katılıma teşvik, motivasyon ve olanak sunma amaçlıdır. Nitekim yüzlerce katılımcı açısından, Yılmaz Güney adına düzenlenen bir festivale dâhil olarak yarının aydınlık düşüne ortak olmak en büyük “ödül” olarak algılandı.

Bu sene 3. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali’ni Dersim Belediyesi ile beraber düzenleyecek olmanın heyecanını yaşamaktayız. Festival kapsamında belediye ile beraber çalışacak, süreci beraber örgütleyeceğiz. 3. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali tüm kararlılığıyla tekrar yola çıktı. Bu güzel ve umut dolu yolda beraber yürümek dileğiyle…