Sakin ve sessiz bir köy… Peki bu köyün insanları nerede? Bu köyün insanları evlerinde, kahvelerde… Dışarıda göremezsiniz onları… Peki ne yapar bu insanlar, çalışmazlar mı hiç ? Bu insanlar dört köşe bir kutunun karşısına geçip sabahtan akşama kadar otururlar. Ve hiç çalışmazlar, düşünmezler, üretmezler… İşte bu köyün sakinliğini ve sessizliğini, o dört köşe kutunun sesi bozar…
Bu köyün bir de genç mi genç delisi vardır. Köyde tek başına yaşamaktadır. Yaşadığı yerde köyden epeyce uzaktır aslında. Her gün olduğu gibi yine günlerden bir gün can sıkıntısını gidermek için köyün kahvesine gider deli. Ama köyün halkı da onun can sıkıntısı gideremez. Sebebi ise kahvedeki insanların sürekli aynı şeyi yapmalarıdır. Daha doğrusu hiçbir şey yapmamaları… Yediden yetmişe köy halkı işi gücü bırakmış, en değerli vakitlerini televizyon karşısında geçiriyorlardır. Bu durum da köyün delisinin dikkatini çeker. O da bu dört köşe kutunun eğlenceli bir şey olduğunu düşünür. O gün fark ettiği bu durum sonrası, yaşadığı yere gitmek üzere yola koyulur deli. Yaşadığı yer yemyeşil, dere kenarında bir kulübedir. Uzanır deli kulübesine. Ve kahvede yaşadıklarını, gördüklerini hatırlamaya başlar. Sonrasında ise o da kendi aklınca, kendine, daha adını bile bilmediği dört köşeden oluşan bir şey yapar(televizyon) . Kartondan yapmıştır o televizyonunu. Koyar karşısına başlar kahvedeki insanlar gibi izlemeye. Boş boş bakar. Saatlerce izler durur. Kahvedeki insanlardan daha önce gördükleri gibi davranmaya çalışır. Ama bir vakitten sonra sıkılır deli bu durumdan. Yaklaşır yaptığı kutuya. İnceler onu iyice. Onun davranışları şu soruları soruyor gibidir adeta: Nedir bu? Neden buna bakıyor insanlar? İçi boş bir kutu… Ne anlatıyor ki bu insanlara? Köyün delisi atar elini kutunun içine sonra geri çeker… Bakar ki eline hiçbir şey yok… “İşime yaramaz bu” der gibicesine bir davranış sergiler… Ardından öyle bir şey yapar ki deli, o dört köşe kutuyu işlevli bir hale getirir. Döker bütün çöplerini içine… Düşündürür tüm izleyenleri…
Ve düğmeye basma vakti gelmiştir artık…
BURAK ÇABUK
ÖZGEÇMİŞ
22 Mart 1991 yılında İstanbul’da doğdu. Eğitimini Sanat Tarihi, Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümlerinde halen sürdürmektedir. Çocukluğundan beri karikatür çiziyor. Amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Film projelerinde çalışıyor.
FİLMOGRAFİ
Kırmızı Tebeşir (2011) Kurmaca / Kurgu, Düzenleme
Tuşlu Tel (2011) Kurmaca / Sanat Yönetmeni
Dört Köşe İnsan (2011) Kurmaca / Kamera, Kurgu, Senarist, Yönetmen